19 Mart 2011

VE HUZURLARINIZDA KOLOMBİYA..

İnsan bu kadar şaşkın olur yani! Sen bakma uçuş saati sabah mı akşam mı diye, sabahın beşinde kalkıp gel havaalanına.. Kalırsın böyle mal gibi ortada. Nedense bana hep sabah uçağı gibi gelmişti, allah allah. Neyse, çekindeki hatuna acilen Kolombiya’ya uçmam gerektiğini, beni bekleyen bir estetik ameliyat olduğunu (Kolombiya, estetik cerrahide dünyanın en iyi ülkesi. İlgilenenlerin dikkatine : )) söyleyip güldürmeyi başararak (İspanyolca tabi, ne sandınız) öğleden sonra üç uçağına değiştirebildim biletimi. Aslında bu durum hiç canımı sıkmadı desem yalan söylemiş olmam. Aylar sonraki sefillikten sonra havaalanının medeni ortamı pek güzel geldi valla. Mesela, bir soru soruyorsun, tek kerede doğru cevabı alıyorsun, ne bileyim tuvalete giriyorsun herşey olması gerektiği gibi, kimse seni kolundan çekiştirmiyor, uçağın kapısında karşılanıyorsun, filan filan işte. Vay be hasret kalmışım demek ki biraz medeniyete.


Cartagena, güzel ama turistik
Ama size bir şey diyeyim mi, Güney Amerika (geneli diyelim) bu konuda Orta Amerika’ya on basar. Tabi bu iyi bir şey mi, kötü bir şey mi bilemiyorum. Kolombiyalılar içten ve kibar insanlar. Gerçi turistik bölgeler biraz yavşamış ama genel olarak sizi pek yabancı gibi hissettirmiyorlar ülkelerinde. Sadece turistlere karşı değil birbirlerine karşı da sıcak ve kibarlar. Ancak buna güvenip emniyet tedbirlerini elden bırakmamak lazım, zira hırsızlık bu ülkede genellikle de büyük şehirlerde çok yaygın. Kolombiya da bölgedeki bir çok ülke gibi, gelir dağılımı eşitsizliği ve fakirlikten muzdarip bir ülke. Dünyada yaşanan birçok sorunun nedeni bu değil mi zaten. Neyse, bunları konuşarak bir yere varılmıyor, ben en iyisi Kolombiya’ya döneyim. Kısaca demem o ki Kolombiya yahşi bir ülke.

Güzel bakmışlar şehre
Uçak, dörtte Cartagena havaalanına indi. Burada da vize almamanın dayanılmaz hafifliği içinde geçince bir kez daha sevdim Latin Amerikayı. Şehre inmek için otobüs durağında tanıştığım Rafael ile iki dakikada kaynaştık. Otobüs biletimi almak isteyince itiraz edip ben ödedim (numara mıydı yoksa, len! ) O da bana gideceğim hostele kadar eşlik etti. Rafael kırklarında ressam bir abi. Fransa’da bir süre yaşadıktan sonra memleketine dönmüş. Ayrılmadan öncede ihtiyacım olursa diye cebini verdi. Ya gördünüz mü, haklıymışım dimi : ))

Cartagena, bin beşyüzlerde kurulmuş bir liman şehri. Şehir, korsan saldırılarından korunmak için surlarla çevrilince bugüne kadar varlığını sürdürebilmiş ve bir buçuk milyonluk Cartagena şehrinin en gözde yeri olmuş. Buradaki oteller, restoranlar, kafeler ve barların önünden geçerken fotoğraf çekmeden edemiyor insan. Estetik tavan yapmış tarihi şehirde, elbette fiyatlar da. Bizim gibi sefiller için oranın aşağı mahallesi olan Getzemani var. Biz orada, yaşayıp otluyoruz ve sadece bedava bir yürüyüş için tarihi merkeze gidiyoruz. Cartagena mutlaka görülmeli mi? Dediğim gibi tarihi merkez harika ama bu kadar. Bir de pahallı, bir de aşırı turistik derken iki gece yetiyor buraya. Ama vaktiniz varsa şehre bir-iki saat mesafedeki Playa Blanca’ya gidin derim. Ya da gitmeyin. Zira turistten geçilmiyor plaj.

Taganga, sefa kasabası
Cartagena’dan 4 saat kuzeyde yer alan Taganga’ya gitmeye karar veriyorum. Ama iğrenç ve 6 saat süren bir yolculuktan sonra, bir motosiklet taksinin arkasında hem sırt çantama hem de günlük çantama sahip olmaya çalışarak akşam üzeri Taganga’ya ulaşıyorum. Bu küçük balıkçı köyüne adım atar atmaz yorgunluğumdan eser kalmıyor. Nerede kalınır burada diye etrafıma bakınırken Honduras’ta beraber daldığım genç İtalyan Giorgio’ya rastlıyorum. Beraberce kaldığı hostele gidiyoruz. Hem son zamanlarda kaldığım en ucuz hostel ( 5 dolares) hem de teyzenizde kalıyormuşsunuz duygusu var burada. Hostel Yuluka-Taganga-Santa Marta-Colombiya. Gidiniz, kalınız.

Gördüğünüz gibi her daim sefa : ))
Ben 5 gece kaldım valla. Of! Öyle de güzel geldi ki. Nasıl gelmesin? Bira 1 dolar, plaj 200 metre, sokakta her daim müzik yapan birileri, etrafta birbirinden hoş Kolombiyalı güzeller olunca size de güzel gelmez mi : )) Bu arada aktiviteyi de ihmal etmeyip iki de dalış yaptım. Öyle dudak uçuklatmasa da keyifliydi. Dalışın dışında, bir sürü plaj var. Birinden sıkıldın, yürü 15 dakika hop başka bir plajdasın. Akşam üzeri sahilde dolaş, mutlaka müzik yapan birileri vardır sokakta. Hafta sonları, Kolombiyalılarla dolup taşıyor mekan. Keyifli ama. Herkes sokaklarda, herkes rahat, herkes eğleniyor. Rafael şöyle demişti; Burada da insanların sorunları var ama yüzleri sizler gibi (Avrupalıları kastediyor) stres, endişe ve korku taşımıyor.

Sokaklarda beleş canlı müzik
Buradan kolaylıkla gidebileceğiniz Tayrona Parkı var ayrıca. İster günü birlik gidin, ister gitmişken bir-iki gece kalın parktaki kampinglerin birinde. Ben gitmedim. Tamam giriş 20 dolar ama asıl sebep bu değil. Costa Rika’da muhteşem parklar gördüm. Üstelik parktaki plajlardan denize girilemiyor ve de buradaki kamping hayatı biraz komünal hayatı andırıyor.

Akşam oldu, hadi içelim
Son olarak, meşhur Kayıp Şehre –Ciudad Perdida- yapılan 5 günlük treking olayı var. Aslında kayıp şehir bahane treking şahane durumu var. Zira Kayıp Şehirle ilgili görülecek çok şey yok. 5 günlük turun ederi 250 Amerikan kaymesi. Dileyen önden buyursun. Bogota'da görüşürüz artık. Ben yürüyemem öyle beş gün.

San Gil, güzel memleket valla

Barrichara, film seti gibi kasaba

Bogota dediysek hemen Bogota’ya gitmiyoruz elbette. Yol üzerinde (Bucaramanga üzerinden iki vesait ve 13 saatcik mesafede) bulunan San Gil’e gidiyoruz. San Gil son yıllarda adını doğa sporları ve eko turizmle duyurmuş hoş bir şehircik. İnsanlar çok şeker ve çok sıcak. Burada rafting, paragliding, abseiling yapabilirsiniz. Ayrıca doğal havuzlarda yüzebilir veya kurulduğu 17. yy.dan beri çok az değişen Barrichara kasabasını ziyaret edebilir ve hatta yerse 9 km. ötedeki Guane köyüne yürür ve buranın spesiyalitesi olan keçi eti yersiniz. 
Villa de Leyva
Buradan sonra, görüp görebileceğiniz en güzel kasabalardan olan Villa de Leyva’yı ziyaret etmelisiniz. Sokaklarında gezerken dibiniz düşecek, burada yaşamak için ağzınızın suyu akacak. Ayrıca kasabanın etrafında bisikletle gezilecek bir sürü özel ve güzel yer var.Villa de Leyva Bogota'ya 3 saat mesafede. Hafta içi oldukça sakin ama hafta sonları Bogotalılarla dolup taşıyor.

Villa de Leyva'nın muhteşem meydanı

1 yorum:

Adsız dedi ki...

selam mutlu benim icin cok onemli yoksa gercekten rahatsiz etmem sana baska sekilde ulasmamin yoluda yoktu, internetten arastirdim ama bir tek sen yazmissin Kolombiya da estetik yada benzeri bir ameliyat oldugunu , bende dusunuyorum bana yardimci olabilirmisin yani fikrini almam sart lutfennn!! ??? :(

e mailim : canadajasper@gmail.com

ben canada dan gitmeyi dusunuyorumda...